sigorta şirketi bana dava açtı
Adana'da yaşlı bir adamın 11 sene önce noter aracılığıyla 11 bin liraya sattığı otomobili için 3 buçuk sene önce 605 bin 213 lira ceza gönderildi. İcra davaları süren yaşlı adam, 'Aracımı sattıktan 3 gün sonra yeni sahibi alkollü kazaya karışıyor. Bunun yüzünden sigorta firması da cezayı bana kesiyor. 3 buçuk yıldır davalar sürüyor ama halen sonuçlanmadı
Sigortaşirketi, bu talebi, “Çevre binalarda meydana gelen hasarlar poliçe düzenlenmeden meydana geldi” diyerek reddetti. Bu gelişme üzerine Ş.D., sigorta şirketince 468 bin 847 TL’lik hasar tutarının ödenmesi için dava açtı. Silivri 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde görülen davada, Ş.D., “İnşaata 2002 yılında
Hem felç kaldı, hem sigorta şirketi dava açtı. Bodrum'da otomobilin çarpmasıyla felçli kalan ve yaya geçidinden geçmediği için kusurlu bulunan 78 yaşındaki Ahmet Ali Yıldırım'dan sigorta şirketi, çarpma nedeniyle hasar gören aracın masraflarını istedi. Konunun basına yansımasının ardından bu alacaktan vazgeçtiğini
Adana'da Mehmet Reşat Efeoğlu'nun 11 sene önce noter aracılığıyla 11 bin liraya sattığı otomobiline 3 buçuk sene önce 605 bin 213 lira ceza gönderildi. Sigortacı Talip Gayir ise
Hasarlıaraç 922 kilometre uzaklıkta Çorum’daki servise çekiciyle taşınıp onarıldı. Sigorta şirketi, “sürücü alkollü” diyerek hasarı ödemedi. N.B, onarım ve çekici masraflarının karşılanması için 16 bin 400 liralık maddi tazminat davası açtı. Davalı temyize gitti. Gölcük 1.
naskah drama 6 orang 2 laki laki 4 perempuan lucu. Cemiyet hayatının ünlü isimlerinden Heves Ekinci’ye şok dava. Yönetim danışmanı Semra Fiz Arıkçı, HDI Sigorta Şirketi’nin eski genel müdürü olan eşi Orhan Arıkçı’nın kendisinden yaşça büyük Heves Ekinci’yle yasak aşk yaşadığını söyleyerek İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne başvurdu. Eşinin 2010’dan bu yana Ekinci ile birlikte olduğunu iddia eden Arıkçı “İlişkilerini 2011’de gazetelerden öğrendim. Heves Ekinci, kendisini kocamın ikinci karısı olarak görüyor. Eşime evliliğini bitir’ diye baskı yapiyor. Eşim de bu yüzden bana boşanma davası açtı” dedi. Yazışmaları delil sundu Semra Fiz Arıkçı, eşi ve Ekinci arasındaki, “Kendi kendime söz verdim, bir daha evli erkekle ilişki yaşamak istemiyorum... Davayı açtığın gün serbest olabilirsin... Kim olarak yani iki karılı Orhan olarak mı” gibi yazışmaları da mahkemeye delil olarak sundu. Arıkçı, evlilik dışı ilişkisini toplum önünde yaşayan Heves Ekinci’nin kişilik haklarına saldırıda bulunup toplum önünde küçük düşmesine neden olduğunu belirterek 50 bin TL manevi tazminat ile talebinin kabulü halinde dava sonucunun yüksek tirajlı 3 gazetede ilanını talep etti. GÜLÇİN ACAR / VATAN İNTERNET SİTESİ
Ülkemizde sıklıkla meydana gelen kimi zaman ölümle kimi zaman ise ağır yaralanmalarla sonuçlanan trafik kazaları istatistiksel olarak bakıldığında en çok ölüme yol açan etmenlerden biri olarak görülmektedir. Hiç şüphesiz bu kazaların oldukça büyük bir kısmının ise sürücü hatalarından kaynaklı olduğu da bilinmektedir. Bu kapsamda kaza geçiren kişilerin ortaya çıkan mağduriyetlerinin gerek maddi gerekse manevi anlamda giderilmesi elzem olup kanun tarafından belirli şartlar doğrultusunda kazaya maruz kalan kişilere çeşitli haklar tanınmıştır. Bu zarar kalemlerinin birçoğu yazımızda da inceleyeceğimiz üzere yalnızca kazaya sebebiyet veren sürücülerden veya araç sahiplerinden değil aynı zamanda sigorta şirketlerinden de talep edilebilmektedir. Ancak aşağıda özetle mağdurları bilgilendirme amaçlı en çok sorulan birkaç soruyu cevaplamakla inceleyeceğimiz bu hususlar içinde birçok ayrıntı barındırdığından trafik kazalarına ilişkin davalarda, trafik sigortasından tazminat almak isteyen kişilerin bu konuda uzman bir avukattan destek alınarak ilerlemek tarafların sonraki süreçte yaşayabileceği olası hak kayıpları ve mağduriyetlerin de önüne geçecektir. Zira trafik kazasından kaynaklı tazminat davası açılmadan önce başvurulması gereken kurumlar, hangi delillerin trafik kazalarına ilişkin tazminat davalarında önemli olduğu, başvuru süreleri veya davanın daha kısa sürede nasıl sonuçlandırılabileceği gibi birçok husus ve detay bu davalarda önemli olup, trafik kazaları alanında uzman bir avukat yardımıyla tarafların ilerlemesi menfaatine olacaktır. Trafik Kazası Sonucunda Kimlere Karşı Tazminat Davası Açılabilir? Sürücüye, Araç Sahibine Veya Kazaya Sebebiyet Veren Karşı Tazminat Davası Tazminat davası doğrudan trafik kazasına sebebiyet veren kişilere karşı açılabilir. Bu kişiler kimi zaman sadece araç sürücüsü olsa da Karayolları Trafik Kanunu’nun 88/ maddesi ve yine Türk Borçlar Kanunu’nun 50. Maddesi uyarınca kazaya sebebiyet veren kişiler birden fazla ise bu kişiler müteselsilen sorumlu olup ortaya çıkan zarar hepsinden talep edilebilir. Örneğin araç sahibi ile sürücünün farklı olduğu kazalarda her ikisine karşı talepte bulunabileceği gibi kazaya sebebiyet veren olay yerindeki herhangi bir 3. Kişi var ise bu kişilere karşı da dava açılarak talepte bulunulabilir. Sigorta Şirketine Karşı Tazminat Davası Yine Trafik sigortası olarak da bilinen Karayolları Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamında sigorta ettiren kişilerce üçüncü kişilere karşı verilebilecek olası bir zarara yönelik bu zararın giderilmesi için sigorta ettirenin poliçe kapsamındaki belirli teminat tutarında tazminat yükümlülükleri sigorta şirketleri tarafından karşılanmaktadır. Bir başka deyişle trafik sigortasından tazminat almak belirli şartlar doğrultusunda mümkündür Bu sebeple böylesi bir durumda zarar gören kişiler doğrudan sigorta şirketine başvurarak zararının teminat limiti tutarına kadar ödenmesini talep edebilirler. Bu durumda sigorta şirketince zararın giderilmemesi veya eksik giderilmesi halinde sigorta şirketlerine karşı da trafik kazasından kaynaklı tazminat davası açılabilir. Ancak bu teminat limitini aşan veya sigorta poliçesi kapsamı dışında kalabilecek örneğin manevi tazminat davası gibi birtakım talepler ise yukarıda bahsedilen kişilerden de talep edilebilecektir. Çoğu zaman tahsil kabiliyetinin yüksek olduğu sigorta şirketlerine karşı bu taleplerin öne sürülmesi ve davaların açılması da tarafların lehinedir. Ayrıca sigorta tahkim komisyonları kanalıyla işlemler daha kısa sürede de sonuçlandırılabilir. Güvence Hesabına Karşı Tazminat davası Kazaya sebebiyet veren sigortalının belirlenemediği, gasp veya çalınma sonucu çalınan aracın sebebiyet verdiği kazalarda ortaya çıkan zararlarda, rizikonun ortaya çıktığı tarihte sigorta yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlarda, sigorta şirketinin iflası halinde gibi bazı sebeplerde güvence hesabından da bu bedeller talep edilebilir ve ödenmediği takdirde tazminat davası açılabilir. Trafik Kazasında Tazminata Konu Olabilecek Zararlar Nelerdir? Bu zararlar, Trafik kazasında meydana gelebilecek ölüm, yaralanma veya araçta meydana gelen zararlara göre değişmekle birlikte genel olarak trafik kazasına sebebiyet verenlerden aşağıdaki zararlar talep edilebilmektedir. -Tedavi giderleri -Cenaze giderleri -Ölenin yardımından yoksun kalan kişilere ödenecek destekten yoksun kalma tazminatı -Yaralanma meydana geldiyse yaralanan kişinin tedavi giderleri -Yaralanma sonucu kişide oluşan özellikle maluliyet oranı/özürlülük oranı olarak da bilinen kayıplar -Araçta meydana gelen hasara ilişkin masraflar -Araçta meydana gelen değer değer kayıpları -Manevi tazminat Bu yazımız ilginizi çekebilir Araç Değer Kaybı Tazminatı Trafik Kazaları Nedeniyle Ortaya Çıkan Sürekli Sakatlıklarda Kalıcı Maluliyet Maddi Tazminat Miktarı Nasıl Hesaplanır? Bu tazminat türü trafik kazası davalarında ortaya çıkan en önemli zarar kalemlerinden birini teşkil etmekte olup, sürekli sakatlıkkalıcı maluliyet nedeniyle ortaya çıkan zararlarda tazminat miktarı hesaplanırken Trafik Kazası geçiren kişinin geliri, tarafların kusuru oranı, kazaya uğrayan kişinin engelli sağlık kurulu raporundaki kalıcı maluliyet oranı gibi çeşitli faktörler baz alınarak tazminat miktarı hesaplanır. Benzer şekilde kişinin hayatını kaybetmesi halinde ölenin yardımından yoksun kalanlara ödenecek destekten yoksun kalma tazminatından da ölen kişinin geliri, yaşı gibi faktörler dikkate alınacaktır. Trafik Kazalarından Kaynaklı Tazminat Davalarında Zamanaşımı Süresi Kaç Yıldır? Trafik kazalarından kaynaklı tazminat davalarında zamanaşımı süresine yönelik KTK madde 109/1 de özel hüküm bulunmakta olup buna göre motorlu araç kazalarından doğan maddi zararlara ilişkin talepler zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve her halde on yıl içinde zamanaşımına uğrayacaktır. Örneğin zarar görenin aldığı engelli sağlık kurulu raporundan itibaren zamanaşımı süresi işlemeye başlayacak olup iki yıl içinde zarar görenin başvurması gerekecektir. Ancak zamanaşımı süresi cezayı gerektiren bir fiilden de doğduysa ve ceza kanunu bu fiil için bir zamanaşımı süresi öngörmüş ise bu süre de uygulanabilir. Burada ceza kanunda tanımlanan süre daha uzun süreli olduğundan ve zarar görenin lehine olacağından hiç şüphesiz zamanaşımında bu sürenin dikkate alınması gerekir. GERİ DÖNÜN
Adana'da yaşayan 3 çocuk babası 77 yaşındaki emekli Mehmet Reşat Efeoğlu, 6 Nisan 2011 tarihinde otomobilini 11 bin lira karşılığında noter aracılığıyla 37 sattı. Satıştan hemen sonra Efeoğlu, sigorta firmasına giderek zorunlu trafik poliçesini iptal ettirip kalan parasının iadesini aldı. Ancak 2018 yılının Temmuz ayında Mehmet Reşat Efeoğlu’na Adana Dairesi’nden özel bir sigorta şirketinin alacaklısı olduğu İlamsız Takiplerde Ödeme Emri’ başlıklı 266 bin 458 lira borç gönderildi. Borç karşısında şok alan Efeoğlu, borcu araştırmaya başladığında ise ikinci şoku yaşadı. Efeoğlu, 6 Nisan 2011’de sattığı otomobilin 9 Nisan 2011’de merkez Çukurova ilçesine bağlı Çatalan Batı Köprüsü üzerinde zincirleme trafik kazasına karıştığını, kazada 31 YN 324 plakalı araçta bulunan Kübra K.’nın da sakat kaldığını öğrendi. Borcun da alkollü olması nedeniyle Karayolları Trafik Kanunu 95. madde ve trafik sigortası genel şartları 4-B maddesi uyarında gönderildiğini tespit etti. 1 YIL SONRA 338 BİN 755 LİRA CEZA DAHA GELDİ Mehmet Reşat Efeoğlu, araç satış ve trafik sigortası iptal belgesiyle birlikte avukatı aracılığıyla mahkemeye iptal davası açtı. Ancak mahkeme sürerken Efeoğlu’na 3 Nisan 2019 yılında bu seferde Adana 5. İcra Dairesi’nden 338 bin 755 lira borç geldi. Bu borca da itiraz eden yaşlı adamın davaları sürüyor. Mehmet Reşat Efeoğlu, borçlar nedeniyle hastalığa yakalandığını söyledi. Efeoğlu, “11 sene önce otomobilimi noter aracılığıyla sattım. Ardından da zorunlu trafik sigortamın iptali için acenteye başvurdum ve iptali sağladım. Aracı sattıktan 7 sene sonra hiçbir şeyden habersizken bana Adana Dairesi’nden 266 bin 458 lira borç gönderildi. Elimdeki belgelerle itiraz ettim” diye konuştu. “MAL VARLIĞIMI VERSEM BUNU KARŞILAYAMAM” "Hukuken maliki olmadığım bir vasıtadan dolayı nasıl oluyor da ben borçlu olup sorumlu tutuluyorum" diyen Mehmet Reşat Efeoğlu, şunları söyledi “Mantıken kabul edilecek değil. Otomobili noter vasıtasıyla satmışım ve alan kişi kaza yapmış. Satın alan kişiye sigorta 15 gün hak tanıyor. Sigorta şirketi bunu bildiği halde bana neden bu davayı açıyor. Ben bu olayla ilgili sigorta firmasıyla görüşüyorum ama cevap vermiyorlar. Bu usulsüzlüğün ortadan kaldırılmasını istiyorum. Bu şirketin bu davadan vazgeçmesini istiyorum. Mahkeme 4 yıldır devam ediyor. Ben bu olaylardan dolayı hastalığa kaldım. Bunun hesabını kimden alacağım. Benim mal varlığımın tamamını da versem bunu karşılayacak imkanım yok. 11 bin liraya 11 sene önce sattığım otomobilden dolayı bu kadar büyük bir rakam ödememi istiyorlar.” “HERKESİN BAŞINA BÖYLE BİR ŞEY GELEBİLİR” Sigortacı Talip Gayir ise yasada boşluk olduğunu, sigorta firmasının da bu boşluktan dolayı dava açtığını öne sürerek, “Karayolları Trafik Kanununa göre araç alım satımlarında aracı satın alan kişi satan kişinin trafik poliçesini 15 gün süreyle kullanabiliyor. Reşat beyin durumu da çok özel bir durum. Aracı sattıktan 3 gün sonra karşı tarafın sigorta yaptırmamasından dolayı ve alkollü olarak kaza yapması neticesiyle ciddi bir tazminat davasıyla karşı karşıya. Bununla ilgili bir yasa boşluğu var. İlgili sigorta şirketi de yasadaki boşluğu kullanarak böyle bir talepte bulunmuş. Şuan olay mahkemeye intikal etmiş durumda. Sonucu hep beraber bekliyoruz. Herkesin başına böyle bir şey gelebilir. Ancak yasalarla bu durum düzeltilebilir” ifadelerini kullandı. İHA
3 çocuk babası 77 yaşındaki emekli Mehmet Reşat Efeoğlu, 6 Nisan 2011 tarihinde 01 BJ 743 plakalı otomobilini 11 bin lira karşılığında noter aracılığıyla 37 sattı. Satıştan hemen sonra Efeoğlu, sigorta firmasına giderek zorunlu trafik poliçesini iptal ettirip kalan parasının iadesini aldı. Ancak 2018 yılının Temmuz ayında Mehmet Reşat Efeoğlu’na Adana Dairesi’nden özel bir sigorta şirketinin alacaklısı olduğu İlamsız Takiplerde Ödeme Emri’ başlıklı 266 bin 458 lira borç gönderildi. Borç karşısında şok alan Efeoğlu, borcu araştırmaya başladığında ise ikinci şoku yaşadı. Efeoğlu, 6 Nisan 2011’de sattığı otomobilin 9 Nisan 2011’de merkez Çukurova ilçesine bağlı Çatalan Batı Köprüsü üzerinde zincirleme trafik kazasına karıştığını, kazada 31 YN 324 plakalı araçta bulunan Kübra K.’nın da sakat kaldığını öğrendi. Borcun da alkollü olması nedeniyle Karayolları Trafik Kanunu 95. madde ve trafik sigortası genel şartları 4-B maddesi uyarında gönderildiğini tespit etti. 1 yıl sonra 338 bin 755 lira ceza daha geldi Mehmet Reşat Efeoğlu, araç satış ve trafik sigortası iptal belgesiyle birlikte avukatı aracılığıyla mahkemeye iptal davası açtı. Ancak mahkeme sürerken Efeoğlu’na 3 Nisan 2019 yılında bu seferde Adana 5. İcra Dairesi’nden 338 bin 755 lira borç geldi. Bu borca da itiraz eden yaşlı adamın davaları sürüyor. İhlas Haber Ajansı muhabirine konuşan Mehmet Reşat Efeoğlu, borçlar nedeniyle hastalığa yakalandığını söyledi. Efeoğlu, “11 sene önce otomobilimi noter aracılığıyla sattım. Ardından da zorunlu trafik sigortamın iptali için acenteye başvurdum ve iptali sağladım. Aracı sattıktan 7 sene sonra hiçbir şeyden habersizken bana Adana Dairesi’nden 266 bin 458 lira borç gönderildi. Elimdeki belgelerle itiraz ettim” diye konuştu. “Mal varlığımı versem bunu karşılayamam” "Hukuken maliki olmadığım bir vasıtadan dolayı nasıl oluyor da ben borçlu olup sorumlu tutuluyorum" diyen Mehmet Reşat Efeoğlu, şunları söyledi “Mantıken kabul edilecek değil. Otomobili noter vasıtasıyla satmışım ve alan kişi kaza yapmış. Satın alan kişiye sigorta 15 gün hak tanıyor. Sigorta şirketi bunu bildiği halde bana neden bu davayı açıyor. Ben bu olayla ilgili sigorta firmasıyla görüşüyorum ama cevap vermiyorlar. Bu usulsüzlüğün ortadan kaldırılmasını istiyorum. Bu şirketin bu davadan vazgeçmesini istiyorum. Mahkeme 4 yıldır devam ediyor. Ben bu olaylardan dolayı hastalığa kaldım. Bunun hesabını kimden alacağım. Benim mal varlığımın tamamını da versem bunu karşılayacak imkanım yok. 11 bin liraya 11 sene önce sattığım otomobilden dolayı bu kadar büyük bir rakam ödememi istiyorlar.” “Herkesin başına böyle bir şey gelebilir” Sigortacı Talip Gayir ise yasada boşluk olduğunu, sigorta firmasının da bu boşluktan dolayı dava açtığını öne sürerek, “Karayolları Trafik Kanununa göre araç alım satımlarında aracı satın alan kişi satan kişinin trafik poliçesini 15 gün süreyle kullanabiliyor. Reşat beyin durumu da çok özel bir durum. Aracı sattıktan 3 gün sonra karşı tarafın sigorta yaptırmamasından dolayı ve alkollü olarak kaza yapması neticesiyle ciddi bir tazminat davasıyla karşı karşıya. Bununla ilgili bir yasa boşluğu var. İlgili sigorta şirketi de yasadaki boşluğu kullanarak böyle bir talepte bulunmuş. Şuan olay mahkemeye intikal etmiş durumda. Sonucu hep beraber bekliyoruz. Herkesin başına böyle bir şey gelebilir. Ancak yasalarla bu durum düzeltilebilir” ifadelerini kullandı.
Güncelleme Tarihi Ekim 18, 2021 0638Noyan DOĞANOluşturulma Tarihi Ekim 18, 2021 0638Hürriyet Gazetesi yazarlarından Noyan Doğan 'Hayat sigortasından COVID-19 tazminatı' başlıklı yazısında Covid 19 sebebiyle hayatını kaybedenlerin kredi kullanımında ödenen rakam ve yasal işlemlerle ilgili detaylardan bahsetti. 1/16Açıkça söyleyeyim, bizde, hayat sigortası, fuzuli bir ürün olarak görülür. Neden? Yapılan -dikkat edin yaptırılan demiyorum hayat sigortalarının neredeyse tamamına yakını kredi bağlantılı hayat konut, araç almak için ya da bir ihtiyacını karşılamak için veya da çocuğunun okul taksiti için kredi çekerken hemen hayat sigortası yapılır; sigortanın maliyeti de şak diye vatandaşa yansıtılır, kredi tutarından itiraz hakkı var mı? Var; sigorta istemiyorum diyebilir, ancak buna karşın bankanın da, illa sigortayı benden yaptırmak zorunda değilsin, başka şirketten yaptırıp, poliçeyi bana verebilirsin’ ya da hayat sigortası yoksa kredi de yok’ deme hakkı var. Veya sigortayı benden yaptırmazsan kredinin faizi farklı olur’ deme hakkı da ne yapsın; acil ihtiyacını gidermek için, istemeye istemeye de olsa hayat sigortasını kabullenir. Kredisi bitince o vatandaşın hayat sigortası ile olan ilişkisi de biter. 5/16Bu durumda da hayat sigortası, fuzuli ve kredinin maliyetini artıran bir sigorta ürünü olarak vatandaşın hafızasına MİLYON LİRA ÖDENDİBunları neden anlattım? Bu bir buçuk yıllık pandemi döneminde, COVID-19 tedavisi görenlere özel sağlık sigortalarından ödenen sağlık masrafları; yine bu dönemde yaşanan sel, deprem gibi afetlerde zarar görenlere sigortadan ödenen tazminatlar sıkça konuşuldu, ancak hayat sigortaları hiç bahse konu merak ettim ve araştırdım. Paylaşayım ki, hayat sigortası gerçekten fuzuli ve maliyeti artıran bir ürün mü karar verin. Pandeminin başından, yani 2020’nin mart ayından bu yana sigorta şirketleri, hayat sigortası olup da vefat eden 101 bin kişiye tazminat tazminatı tutarı da milyar liranın biraz üzerinde. Bu toplam rakam. Peki, COVID-19 nedeniyle ne kadar tazminat ödenmiş?9/16Yine bu pandemi döneminde sigorta şirketleri salgından hayatını kaybeden 23 bine yakın kişi için de toplamda 600 milyon liraya yakın hayat tazminatı ödemiş. Daha bitmedi. 10/16Yine bu bir buçuk yılda, başta İzmir depremi olmak üzere yaşanan sellerde hayatını kaybedenler için de hayat sigortasından ciddi tazminat ödemeleri BORÇLARI KAPATILDIBaşta da belirttim, hayat sigortalarının tamamına yakını kredi bağlantılı sigortalar. Daha açık bir anlatımla; bu 101 bin kişi ev, araba ya da başka bir ihtiyacı için bankalardan kredi kullanmış, kredi süresi içinde vefat etmiş ve sigorta şirketleri vefat eden bu kişiler için milyar lira tazminat ödemiş, bunun da 23 bin kişisi de COVID-19 nedeniyle hayatını tazminat kime ödenmiş? Bankalara ödenmiş. Vefat edenlerin bankalara olan kredi borcu hayat sigortası tarafından kapatılmış. Hayat sigortası yapılmamış olsaydı ne olacaktı? Bankalar, vefat edenlerin ailelerinden kalan krediyi ödemelerini isteyecekti, ödenmezse ev ya da araç bankaya geçecekti13/16VATANDAŞ DAVA AÇIYORBöyle durumlar da var. Vatandaş araç almak için bankadan kredi kullanmış, banka hayat sigortası yapmamış ya da yapmayı atlamış; vatandaş, virüs kapıp, COVID-19’dan dolayı hayatını kaybetmiş, banka pandeminin başlarında vatandaşlara salgın döneminde destek olmak amacıyla kredi borcunu ertelemiş ama sonrasında talep etmiş ve aile krediyi Bu durumda olanlardan bazıları, banka hayat sigortasını yapmak zorunda’ deyip mahkemelerde dava bile açıyorlar. 15/16Diyeceğim o ki, hayat sigortasının fuzuli bir ürün olmadığını en iyi bu süreçte sigortadan yararlananlar yapılış şekli vatandaşa itici gelebilir, ancak banka, kredi kullanan vatandaşa, başınıza bir şey gelebilir, geride kalanlar mağdur olabilir, hayat sigortası yaptırmanızı öneririz ama ister yaptırın ister yaptırmayın, zorlama yok’ dese, kaç kişi yaptırır; işin o tarafı da Gazetesi yazarlarından Noyan Doğan 'Hayat sigortasından COVID-19 tazminatı' başlıklı yazısında Covid 19 sebebiyle hayatını kaybedenlerin kredi kullanımında ödenen rakam ve yasal işlemlerle ilgili detaylardan bahsetti.
sigorta şirketi bana dava açtı